ANTİK DÖNEMDEN BUGÜNE ZEYTİN YAPRAĞIN ÖNEMİ.
Zeytin yaprağının sağlık reçetesi olduğunun bilgileri tarihi derinliklere dayanmaktadır.Bu mucizevi yaprak hakkında kesin bilineni ise eski Yunan döneminde yaprağın kendisini oluşturan dalları ile birlikte barışı temsil etmesidir
Antik Mısırlılar da ise dinsel törenlerde göksel bir güç olarak görüldüğünden dolayı firavunların mumyalanmasında kullanıldığına dair kalıntılar ortaya çıkmıştır.
Zeytin yaprağı yine o dönemlerden bugüne... Hatta en bilineni ise; 1800'lü yılların başından itibaren bu güne sağlık reçetesi olarak karşımıza çıkmıştır. O yıllarda yaprakları kaynatılarak şurup haline getirilmek suretiyle ateş düşürücü olarak kullanılmış, ilerleyen zamanlarda yeşil zeytin yaprağı sıtma tedavisinde kullanılmış.
Günümüz modern tıbbı ise bu mucizevi yaprağı 1995 yılından itibaren çeşitli karışımlarda kullanmaya başladığı görülmektedir.Yine yapılan deneylerde birden fazla hastalıklar da umut verici olduğu teyit edilmiştir.
Uluslararası çeşitli labaratuvarlarda yapılan çalışmalar sonucu zeytin yaprağının bir sağlık reçetesi olarak bundan sonra hangi hastalıklarda kullanılacağı da sıralanmış.
Kan şekerinin düzenlenmesinden, kolesterolün dengelenmesine...kalbe kan dolaşımının sağlanmasından dolayı kalp krizinin önlenmesine... Soğuk algınlığı tedavisinden üst solunum yolları enfeksiyonlarına... Yaşlanmaya karşı etkili olduğu kadar, Hebatit B hastalığının tedavisine de iyi gelmektedir.
Tarihin antik dönemlerinde toplumların barış temsilcisi olduğu kadar dini sembolü olan bu mucizevi yaprak Tanrı eczahanesinin en büyük reçetesi olduğunu unutmayalım.